Dünya ve Türkiye, “Covid-19” salgınıyla birlikte, tarihinin en büyük küresel krizini yaşıyor. Salgının küreselleşmesiyle hayatını kaybedenlerin sayısı hızla artarken, vahşi kapitalist sömürü düzeninin de nefesinin daraldığına tanık oluyoruz. Dünya ve ülkemizde iktidar sahiplerinin; kamu kaynaklarını sömürme ekonomisi, yolsuzluk ekonomisi, eş-dost-enişte kayırma ekonomisi ve şavaş ekonomileri son nefeslerini vermektedir. Kapitalist sömürü düzeninin aktörleri; siyasi ve ekonomik kargaşa içerisinde halkın barınma, beslenme, sağlık vb. İhtiyaçlarını karşılama güvencesi vermeden emekçilere, ücretli çalışanlara, yoksullara “evinde kal” çağrısı yaparak gönüllülük esasında karantina uygulamaya çalışıyor. Ama emekçilerin ölümle burun buruna gelerek çalışmasına, sömürülmesine göz yumuyor. İktidar sahiplerinin riyakarlığına, tır şoförü abimizin netliğinde cevap vermeliyiz; bizi virüs değil, sizin çürümüş sisteminiz öldürür.
Küresel salgınla birlikte, siyasi ve ekonomik kriz de dalga dalga yayılıyor. Yoksulluğun, işsizliğin, açlığın yaygınlaşacağı kaçınılmaz. Bu kriz; Emekçileri, işçileri, küçük aile çiftçiliği yapan köylüleri, beyaz yakalıları derinden etkiliyor. Dünya ve Türkiye’de bugüne kadar uygulanan kapitalist sömürü düzeninin sonu yaklaşmaktadır. Önümüzdeki dönemi belirleyecek olan bu olağanüstü durum gün be gün politik, ekonomik ve sosyal alanlarda yeni şekillenmelere zemin hazırlıyor. Eskinin ölüm yatağında olduğu, yeni olanın henüz doğmadığı bir şafaktayız.
Kapitalizm sonrasına, ekonomik-siyasal referanslarımızın olmadığı bu konjonktürde yapmamız gereken; siyasal ve ekonomik mücadelemizi, geleceğin sosyalizmine referans oluşturacak örgütlenmelerle desteklemek olmalı. İnsanca yaşam hakkının korunması, sömürüye karşı söz ve karar hakkına sahip çıkmanın yolu örgütlenmekten geçmektedir. Tam da burada alternatif sosyal, siyasal ve ekonomik örgütlenme modellerine ihtiyaç vardır. Kapitalizmin ötesine işaret eden, bugünden dayanışmacı bir yaşamı örgütlemeye başlayan alternatiflere... Dayanışam Kooperatifi örgütlenmeleri, ezilenler arasında doğrudan bir bağ kurarak, kurulan bağı dayanışma zincirleriyle güçlendirmelidir. Yeniden kuracağımız bir yaşam için sizi de dayanışma zincirinin parçası olmaya davet ediyoruz.
DAYANIŞMA YAŞATIR…